5 Aralık 2012 Çarşamba

Лайка - Laika

Onu sokakta buldular, cılız ve sakin bir köpekti. Buna rağmen dayanıklıydı, yemeğini taştan çıkartan cinsinden. Zaten seçilmesinin nedeni de buydu. Üç köpek arasından besleyici jelleri yemekte en maharetli olan o idi. Yerçekimsiz ortamda yemek yemek hele ki küçük jel yiyecekleri havada kapmak yaşam şansını arttıran bir özellik olarak görünüyordu. Ama ne yazık ki Layka bu jellerden bence hiç birini yiyemedi çünkü ömrü çok kısa oldu yaklaşık 3 bilemediniz 5 saat...

Geçenlerde insan ruhlarından bahsedilen, öldükten sonra nereye gittiği, nasıl oluştuğu anlatılan bir söyleşiye rastladım. En dikkatimi çeken ise; hayvanların ruhlarının olmadığını söylemeleriydi. Şaşırmıştım, duraksadım, düşündüm sonra araştırmaya başladım. Sordum soruşturdum kendimce bir yere geldim. O sıralarda dikkatimi başka bir şey daha çekti, bu güne kadar bilmediğim bir şey.

Uzaya çıkan ve aynı zamanda orada ölen ilk canlı; LAIKA...

Rusçada laika havlayan anlamına geliyormuş ama genel olarak da pek çok köpeğe konulan bir isim.

Bilim insanları uzaya araç gönderiyor olmalarına rağmen orada kimsenin hayatta kalamayacağını düşünüyorlardı. Yapılması gereken çok basitti: bir köpeği uzaya gönderirsin dönerse senindir, dönmezse zaten hiç senin olmamıştır. Bile bile lades. Zaten yaptıkları tenekeden kötü bir araç, sağı solu oynuyor, hiç bir yaşam destek ünitesi yok ve üstelik uzaya gönderilen araç dünyaya geri dönmesi için planlanmamış. Oraya gidecek, yörüngede bir kaç tür atacak sonra yerçekimi ile dünya atmosferine girerek yanacak ve bir kaç parçası da yeryüzüne düşecek.

Bunun için en iyi yöntem sokakta kendi halinde gezen bir kaç köpeği alırsın aralarından soğuğa en dayanıklı (sokakta yaşadıkları ve yuvaları olmadıkları için doğal olarak alışkındırlar), en hafif (laika 5 kg kadardı) ve en sessizini (deneyler yaparken onu bunu ısırmasın) bir kaç hafta alıştırırsın içlerinden birini seçer kimseye hesap verme zorunluluğu da olmadığından atarsın sepete gönderirsin fezaya.

O sıralarda ki 1957 yılından bahsediyoruz teknolojik olarak çok geri bir dönem; bu şartlar altında laikanın geri dönmesi hayatta kalması gibi hiç bir beklenti yok. Hayvan örgütleri bile işin farkında değil. Etik olarak dahi zamanın gazetelerinde buna ilişkin bir tartışma yaşanmamış. Nasıl öldüğüne dair yapılan açıklamada, sputnik II'nin uzaya çıktığı, orada bir hafta kaldığı, laikanın ise 5 gün sonra oksijeninin bitmesinden ötürü öldüğü açıklanmıştı ta ki 2002 yılına kadar bu böyle bilindi. Ama bu uçuşta görev alan bilim insanlarından biri ne zaman hatıralarını yazdı işte o zaman gerçek ortaya çıktı.

Laika araç fırlatıldıktan bir kaç saat sonra roketle kabinin ayrılması anında aşırı ısınma ve bunun sonucunda aracın alev alması sebebiyle yanarak kül olmuştu. Laika o jelleri yiyemedi, hoş yeseydi veya yiyecek kadar zamanı olsaydı da onu zaten 4-5 gün sonra zehirli jel vererek öldürmeyi düşünüyorlardı. Belki buna bile gerek kalmayabilir oksijen bitince de ölebilirdi. Sputnik II görevini yerine getiremedi, hiç bir işe yaramadı fırlatılması hatta sonradan vicdanını rahatlatmaya çalışan bir rus bilim insanı itiraf etti "Hayvanlarla çalışmak hepimiz için bir ıstırap kaynağıdır. Onlara konuşamayan bebekler gibi davranıyoruz. Zaman geçtikçe üzüntüm artıyor. Bunu yapmamalıydık... Bu görevden köpeğin ölümüne değecek kadar çok şey öğrenmedik." Evet onu yaktığınızla, öldürdüğünüzle kaldınız.

Bilmiyorum, eğer insanların ruhu var mı köpeklerin ruhu var mı ama eğer varsa Laika'nın ruhu uzayda dolaşıyor...

Onun kıymetini sonradan anlayan Ruslar bir anıt dikmişler uzay uçuşlarının yapıldığı yerin hemen yanıbaşına... Şimdi çiçekler süslüyor heykelini ama o öldü...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder